Ahlat'ın Gölgesinde
Tufanbeyli’de buğday hasadı, Anadolu’nun kuzey Adana’sında, Binboğa ve Toros Dağları’nın eteklerinde bir yaşam ritüeline dönüşür. Ağustos’un sıcak günlerinde, bu yüksek yayla ilçesi altın sarısı tarlalarla kaplanır; 160 bin dekardan yükselen başaklar, toprağın bereketini ve köylülerin alın terini yansıtır. Siyah-beyaz fotoğraflarda, biçerdöverlerin toz bulutları arasında ilerleyişi ve traktörlerin yüklediği buğday balyaları, hasadın hareketli sahnesini gözler önüne serer. Yerel halk, sabahın ilk ışıklarıyla tarlalara iner; ellerinde tırpanlar, yüreklerinde umutla, buğdayın her tanesini toplar.
Bu topraklar, bol yağışların armağanıyla bu yıl verimi artırmış; çiftçilerin yüzlerinde tatlı bir gülümseme, gözlerinde ise yeni bir sezona dair hayaller beliriyor. Tufanbeyli Belediyesi’nin çalışanları, tarladan kasabaya uzanan bu döngüde emeğin izlerini taşır; bir adam, kollarını kavuşturmuş, uzaktan izlerken, makinelerin uğultusu dağların sessizliğine karışır. Hasat zamanı, sadece bir iş değil, bir kutlamadır burada; aileler bir araya gelir, çocuklar tarlalarda koşar, yaşlılar anılarını paylaşır. Buğday başakları, sofralara ekmek olarak ulaşmadan önce, bu yaylanın ruhunu taşır.
Fotoğraflarda, buğday tarlalarının dalgalı çizgileri, Ahlat ağaçlarının gölgeleriyle buluşur. Hasat sonrası anızların üzerinde batan güneş, günün yorgunluğunu ve umudun yenilenmesini simgeler. Tufanbeyli’nin buğday hasadı, sadece bir tarım etkinliği değil, toprağın ve insanın zamansız bağının bir yansımasıdır; her başak, bu toprakların hikayesini fısıldar.
